Sürekli genç kalmayı hangimiz istemez? Şuan için (2019) yaşlanmayı tersine çevirebilmiş değiliz, ama bunu yavaşlatmak elimizde. Peki nasıl olacak bu? Diyet programımıza sadık kalarak, düzenli spor yaparak, şekeri hayatımızdan çıkararak ve tabii ki cahil tiplerden sakınarak.
O cahiller ki “ölümsüzlük” kavramını duydukları anda “Ne gerek var sonsuz yaşama.” derler. Zamanın bizi yavaşça yok etmesi yetmezmiş gibi bir de bu insanlarla uğraşırız. Onlara bir şeyler kanıtlamaya, ders vermeye çalışırız. Bu verimsiz direnişimiz bizi yıprattıkça yıpratır. Derimiz süner, kalbimiz yorulur, saçlarımız ağarır ve tümörlerimiz azar. Bunun olmaması için cahil, çakma entel ve profesyonel duyar kasıcılara karşı yeni stratejiler geliştirmemiz gerekir.
(bkz: Profesyonel Duyar Kasıcılar)
Çocukluklarından itibaren geleceğin karanlık olduğuna inandırılmış çakma duyarlılar, diğer dünyaya hazırlıklarını yapadursun, biz sonsuzluğa adım atalım. Cahil ve türevlerini tanıyarak vakit kazanalım ve onlardan korunma yollarını öğrenelim. Önceki dersimizde cahilleri uzaktan fark etmeyi öğrenmiştik. Profesyonel duyar kasıcıları tanımıştık. Bu yazımızda ise her türden aymaz çeşidini listeleyip onlardan korunma yollarını bir bir inceleyeceğiz.
(bkz: Twitter Kuşlarıyla Mücadele Yöntemi)
Cahil Birine Laf Anlatmak
Futbol fanatikliğinden sonraki en büyük enerji israfı, cahile laf anlatmaktır. Cahile bir şeyler ispat etmek için harcanan emeği elektriğe dönüştürsek, kaç tane ahır ısınır. Kaç tane apartmana kaçak elektrik verilir. Öyle böyle değil. Dışarısı -20 iken eşekler ter atar. Bir de yanına klima koyarız ki arada serinlesin hayvanlar. Öyle büyük bir enerji kaybından bahsediyoruz. Ne oldu şimdi tüm o enerji? Bir tane cahile, bir şeyler kanıtlamaya gitti. Mesela baban “Senden adam olursa herkesten olur.” dedi. Sen de hırslanıp herkesin taptığı bir film yıldızına dönüştün. Peki buna değdi mi? Hayır!
Neden mi? Çünkü örnekteki baba, yıllar önce çocuğuna söylediği o lafı hatırlamaz bile. Çocuğunu ekranlarda gördüğünde fikri belki değişir. Ama fikrinin değişmesindeki en büyük etken övünme malzemesi çıkması olacaktır. Evet, çocuk film yıldızı oldu fena mı? diyebilirsiniz. Anlatmaya çalıştığım o çocuğun ne olduğu değil, ne uğruna savaştığı. Tüm o ün, şöhret, ona tapınan kızlar hepsi hikaye. Tek amacı babasına bir şey ispatlamaktı. Yıllarca içinde biriktirdiği intikam hırsını bir hayal edin. Demin ne dedik. Saçlarımız ağarmasın, cildimiz bozulmasın, uzun yaşayalım dedik. Sizce bu örnekteki çocuğun yaptığı ne kadar doğru. Tamamen israf. Yaptığı şeyin Fenerbahçe için canını verenden ne farkı var? Ölmemesi dışında pek de bir farkı yok.
Peki bunun yerine ne yapabilirdi? Babasını hiç kale almayıp işlerine odaklanabilirdi. Başarısız olursa da daha az strese girerdi. Belki yıllar sonra babasının şaşkın halini yine görürdü. Ama bu sefer durum daha farklı olurdu. Çünkü bu sefer damarlarında dolaşan intikam zehiri olmazdı. Gördüğü şaşkınlıktan daha da mutluluk duyardı. Nefretle intikam yemeğini yemek yerine, güle oynaya babasıyla şakalaşırdı. Şunu unutmamak lazım: Kalitesiz ezik insanlar zaten her söylediğiniz şeyden zarar görür. Onları kırmak için çaba harcamanıza gerek yok. Yıllarca uğraşılarak hazırlanan bir intikam, futbol fanatikliğiyle yarışır düzeyde bir vakit kaybıdır.
(bkz: Aşağılık Kompleksi)