Gerçek Sorunun Farkına Var (2/2)
Sağlıklı Düşünebilmek için Neler Yapmalıyız?
Aslında tüm sorunların temeli, özgür irademize vurulan zincirlerdir. Bu zincirlerin bazılarının kilidi mühürlü, bazılarının da anahtarı ceptedir. Fakat çoğu insan anahtarı cebinde olan zincirleri çıkarıp atmaya yeltenmez bile. Böylece düşünsel manevra kabiliyetlerini yitirirler. Bunun sonucunda yaşadıkları sorunlar birbiri ardına gelerek döngüye girer. Şöyle ki:
- Sokakta beğendiğimiz bir kadına yürümeye yelteniriz.
Din hocamız, bize bunun ahlaksızlık olduğunu söyler. - Yürümekten vazgeçip evlenmeye karar veririz.
Sevdiğimiz kadın, gerekli kriterleri tamamlamamız gerektiğini söyler. - Kriterleri karşılayabilmek için zengin olmaya çalışırız.
Yaşadığımız toplum, zenginlerin hırsız olduğunu söyler. - “Bari köşeme çekilip mastürbasyon yapayım.” deriz.
Tanrı, bize verdiği emanetle kafamıza göre oynayamayacağımızı söyler.
Anlayacağınız o ki bizi kısır döngüye sokan asıl şey, düşünsel kısıtlamalardır. Bu kısıtlamaların bazıları realiteden, bazıları da mitolojiden gelir. O zincirleri kırmadan düşünme yetinizi geliştirmeniz neredeyse imkansızdır. Sizin için çizilen yollar çerçevesinde düşünebilir, belli başlı sınırların dışına çıkamazsınız.
Bazı şeyleri düşünürken günaha girdiğinizi hissediyorsanız konu zaten kapanmıştır. Artık düşünsel faaliyetler bile, bir mayın tarlasına açılmaktan farksız hale gelmiştir. Bundan sonrasında, o konuda sağlıklı çıkarımlar yapmanız beklenemez. Zincirlerinize sarılıp mayınlı yoldan gitmeye diretirseniz, bu sefer de hareketleriniz tutarsızlaşır. Dışarıdan bakıldığında bir hamlesi diğerini tutmayan omurgasız bir görünüme bürünürsünüz. Dışarıdan komik görünmeniz, yaktığınız efordan daha acınası bir durumdur.
Bu noktada artık bir seçim yapmanız gerektiğini anlamalısınız. Unutmayın, seçimler fedakarlığı getirir. Gerçeklerin bedeli acı çekmek, konforun bedeli ise yalan dünyasında yaşamaktır. Seçimlerinizin bedelini mutlaka ödersiniz.
Örneğin; Netfiliz dizilerindeki gibi serbest bir ilişki yaşamak istiyoruz. Bu isteğin ağır bir bedeli vardır. Bunu anlamak için düşünsel faaliyetimizi dijital ortama aktaralım. Talebimizi oluşturalım:
Ne istiyorduk? Serbest ilişki.
Yazalım:
“Serbest İlişki”
<-enter->
C\:Serbest İlişki >
Evet, ilişki kurabilmemiz için önce birileriyle tanışmamız gerekir. Ama nasıl? Biz son derece utangaç biriyiz. Kadınlarla iletişim problemleri yaşıyoruz. Şimdi ne olacak?
Bir alt klasöre gideceğiz. İletişim problemleri orada.
Not: Görüldüğü gibi; tek problem gibi görünen bir dosya, içinde diğer problemleri barındıran büyük bir klasör.
Neyse, serbest ilişki olayını salladık. Önce iletişim sorununu halletmeliyiz.
Yazalım:
“İletişim Sorunu”
<-enter->
C:\Serbest İlişki/ İletişim >
Bu bölümde, okuyarak, izleyerek ve dinleyerek kültürlendiğimizi varsayalım. Artık tam bir kazanovayız. İletişim problemini çözdük mü?
Deneyelim!
<-enter->
error messgae:
[Çevrenizde sosyalleşecebileceğiniz bir ortam bulunamadı]
Demek ki ortam buna müsait değil. Etrafta doğru dürüst selam verecek kız yok. Bunu yapabilmek için de hoşgörü yumağı olan sevimli muhafazakar kasabamızdan sıvışmamız gerekiyor. (Hem birileriyle tanışabilmek hem de can güvenliğimizi sağlamak için.)
Çıkmayı deneyelim:
“Lokasyon Sorunu”
<-enter->
C:\Serbest İlişki/ İletişim/ Lokasyon >
error messgae:
[Lokasyonunuz değiştirilemedi çünkü paranız yok]
Haydaa!!
“Para Sorunu”
<-enter->
C:\Serbest İlişki/ İletişim/ Lokasyon/ Parasızlık >
Bu sefer tamam! İş bulduk. Parayı hallettik. Lokasyonu değiştirdik. İletişim yeteneğini kazandık. Gelsin ortamlar.
Şimdi ne olacak bakalım:
<-enter->
error messgae:
[Bu davranışınız dini inançlarınıza ters]
…
“İnançlar”
<-enter->
C:\Serbest İlişki/ İletişim/ Lokasyon/ Parasızlık/ İnançlar >
sys notification:
[Bu klasöre erişim izniniz bulunmamaktadır]
Bir saniye. …
Bir şey deniycem:
<-enter->
sys notification:
[Bu dosyayı silmek sistemde aşırı ısınmaya sebep olabilir]
Neyse. Böyle olmayacak. Geri dönelim.
<-backspace->
C:\Serbest İlişki/ İletişim/ Lokasyon/ Parasızlık/ İnançlar >
<-enter->
C:\Serbest İlişki>
Serbest ilişki bizim neyimize.
Bunu da sil:
<-backspace->
C:\Serbest İlişki >
<-enter->
C:\İlişki >
Köyden birini buluruz artık…
Demek ki neymiş? Hem ayranım dökülmesin hem gönlüm sıkılmasın olmuyor. Her şeyin bir bedeli var. Ya o, ya o.
Ancak bu gerçeği kavradığımız zaman sorunun çözümüne başlayabilirsiniz. Böylelikle sizi kilitleyen gerçek sorunların listesini çıkarabilirsiniz. Düşünün, daha liste çıkarma aşaması bu. Çözüm bile değil!
Huzursuz Olmanın Faydalı Yönleri Nelerdir?
Evet, gerçek sorunların bilincinde olmak bizi daha da huzursuz edecektir. Ama bu sıkıntı bizi uyarmak için devreye giren bir alarmdır. Bu alarmın verdiği rahatsızlık onu devreye sokan etmeni ortadan kaldırmamız için bizi kamçılar. Bizi sık sık rahatsız etmesinin faydası bolca görürüz.
Bu alarm, sorunlarınızı içselleştirmemizi sağlar. Tartıda üç haneli rakamı gördükten sonra çayımıza atacağımız o üçüncü şekere elimiz gitmez. İstemeyerek de olsa bazı şeylerden fedakarlık yapmayı öğreniriz.
Hayat çözülmeyi bekleyen sorunlar yumağıdır. Yumağın merkezini gerçek sorunlar oluşturur. Merkezden dışarı doğru önemsizleşen sorunlar, yumağın dış yüzeyini oluşturur.
En dış yüzeydeki küçük sorunları çözdüğümüzde hayatımızın düzeleceğini sanırız. Fakat ipleri açtıkça sorunlar daha da büyür. Bu yüzden asıl sorunu tekrar tekrar fark etmemiz her seferinde zamanımızı çalar. Özetle; gerçek sorun, bu yumağın merkezinde yer alır. Yani bir sorunu çözmek istiyorsanız kendinizi en şiddetli acıya erkenden hazırlayın. Pratik çözümlerle ve kurnaz taktiklere vakit kaybetmeyin.