Hayatım Nereye Gidiyor? Ne Yapmalıyım? (2/4)
Hayatım Nereye Gidiyor Sorusuyla Yüzleşmek
“Daha ne kadar dibe batmak gerekir?” sorusuna cevap bulmak için Doksan Dokuz Zevk Kalesi’inde yaşayan arkadaşımıza geri dönelim. Başkasına bağımlı halde zevk-i sefa içinde yaşamak hayatta düşülebilecek en dip seviyedir. “En dip seviye” dediğimizde çoğumuzun aklına evsizler, sokak delileri ve çöp karıştıran insanlar geliyordur. Hayır! Onlar hayatın sillesini yemiş insanlardır. Karınlarını doyurmayı bilirler. Barınmayı bilirler. Yalnızlığı ve kimsesizliği bilirler. Hayatındaki zevkleri çok kısıtlıdır. En önemlisi para harcamayı bilirler. (Şarapçıları ve delileri saymazsak.)
Az önce tasvir ettiğimiz arkadaşa geri dönelim. Sürekli temizlik için odasına girip onu rahatsız eden annesini ve istediği harçlığı düzgün vermeyen babasını hayatından çıkaralım. İnternetini keselim ve zevk aldığı tüm oyuncaklarını elinden alalım. Sizce ne olur ona? Biraz önce en dipte derken bunu kast etmiştim. Şimdi bana hak verdiğinizi düşünüyorum. Evet! Bu arkadaşımız en dipte. Dibin de dibi…
Bu tür insanlar bu kadar tehlike altındayken nasıl böyle rahat olabiliyorlar? Hiç düşündünüz mü? Aslında bunun yanıtı basit. Tüm hayatlarını mahfeden şeyler her zamanki gibi ufak tefek alışkanlıklar. Saçma sapan huylar. Peki nedir bunlar?
Hayatım Nereye Gidiyor Sorusundan Kaçış
Harekete geçmeyi engelleyen huylar altı maddede sıralanabilir. Bu huylarınızı devam ettirdiğinizde aşağıdaki zincirleme reaksiyonu yaşayacaksınız.
- Sonu gelmeyen zevk çemberi. (Bu çemberden ne kadar hızla çıkarsanız merkezine tekrar dönmeniz o kadar kolaylaşır. Deneyimli bir uzmandan yardım almak gerekebilir.)
- Çok bilmişlik. (Her şeyin iyisini siz bildiğiniz için kafanıza göre iş yapar ve başaramazsınız. İlk maddedeki döngüyü yaşar durursunuz.)
- Haklı veya haksız depresiflik. (Kafanıza göre yaptığınız işi başaramayınca önceki başarısızlıklarla bağ kurup olayı abartırsınız. Geçmiş başarısızlıklarınız gelecektekilerin teminatı olur.)
- Yerli yersiz kibir. (Bazı durumlarda üstünlüğünüz açıktır ama eksik yönlerinizin de bilincinde olmalısınız. Sonucunda yaşayacağınız şey depresyon olacaktır.)
- İnatçılık. (Durumu kabul etmezsiniz. Böylece kendinizi bile kandırırsınız. Sorun hep vardır ama bundan habersiz olursunuz.)
- Sonu gelmez bahaneler. (Tüm bu eylemler sonucunda suçu başkalarına atarak aradan sıyrılacaksınız. Depresyon, bilmişlik, kibir ve inatçılık sonsuz bahane fabrikası gibidir.)