Hayatım nereye gidiyor? Bilmiyorum… Yirmi beş yaşına geldim ama hâlâ elle tutulur hiçbir başarım yok. Okula gidip gelmekten başka bir şey yapmadım. İş hayatına atıldım, orada da değişen bir şey olmadı… Hayatımın son on yılı tam bir boşluktu. Ömrümün sonuna kadar bu şekilde yaşama olasılığı bile beni korkutuyor. Bugüne kadar bir sevgilim dahi olmadı. Bundan sonrasında ne olacağını kestiremiyorum. Durumu tersine çevirmek için ne yapacağımı bilmiyorum. Evet, şanslıyız; internet çağındayız. İstediğimiz şeyi öğrenebiliriz ama o kadar eksik hissediyorum ki nereden başlayacağımı dahi kestiremiyorum. Hayatım nereye gidiyor?
Sakin olun! Korkmayın, üzülmeyin. Bunun da bir çaresi var. “Nereden başlamalıyız?” dan önce edinmemiz gereken bir yetenek var. O da ayakları yere basan bir düşünce seti. Siz, çok doğru olduğundan emin olduğunuz bazı düşünceleriniz yüzünden bu durumdasınız. Siz zaten neyin nasıl yapacağınızı çok iyi biliyorsunuz ama sizi tutan bazı şeyler var. Bu yazıda onun ne olduğunu öğreneceğiz. Başlayalım.
İlk Sorgulama: Hayatım Nereye Gidiyor?
“Hayatım nereye gidiyor” diye düşünmeniz aslında iyi bir şeydir. Tabii onu sürekli paspasın altına itelemediğiniz müddetçe. Bu soruyu kendimize sorarken yaşadığımız rahatsızlığı, bir hastalığın ortaya çıkmadan önceki belirtilerine benzetebiliriz. Sürekli karamelli çikolata yemememiz gerektiğini biliriz. Midemiz mahfolur, kilomuz tavan yapar. Hem fiziksel hem de psikojik sağlık problemleri yaşarız. “Hayatım nereye gidiyor?” sorusu da sekiz tane karamelli çikolatanın ardından yaşanan mide yanması gibidir. Yanmayı umursamayıp yemeye devam ederseniz size bedelini en ağır şekilde ödetecektir.
Göbeğine koyduğu “mouse”u ile 9GAG’de “scroll down” yapan, bir yandan da pizzasını yiyen bir genç hayal edin. Anne baba parasıyla alınmış MSI Monster’ında on altı tane “tab” açılmış. Bir “tab”da W.O.W. karakteri kasılırken diğer “tab”dan hali hazırda inen pornolar kontrol ediliyor. Başka bir “tab”da ise arada bir göz attığı canlı striptiz dönüyor. Temizliği başkaları tarafından yapılan odasındaki televizyonda “Derin Futbol” açılmış. Arada bir orada duyduğu esprilere gülerken W.O.W.’dan tanıştığı yurt dışındaki kızla bir ilişki filizlendirmeye çalışıyor. Tüm bunlardan sıkılınca ikinci kez baştan başlanan Game of Thrones, tuzlu fıstık ve bira sponsorluğunda izlenmeye başlanıyor.
Az önceki örnek size bir yerlerden tanıdık geldi mi? Çoğu kişi bunu iyi bir şey olarak algılar. Aslında dibe batmışlığın ta kendisidir. Kişi bu batağın farkında değilken kendisinden harekete geçmesini bekleyemeyiz. Öncelikle durumun vahametini ona açıklamamız gerekir. Bizi dinler mi? Tabii ki hayır! Eğer siz bu kişiyseniz gerçekten karşınıza çıkmaya korkardık. Çünkü bu halde yaşarken bile bizi haksız çıkarmayı ve itibarsızlaştırmayı başarabilirdiniz. Yine de biz söyleyeceğimizi buraya yazıyoruz. Buradan laf dalaşına giremezsiniz. Akıl oyunlarınız ve sınırsız bahane üretim merkeziniz burada çalışmaz. Burası güvenli bölge. Bizim için. Hazır bize cevap veremiyorken devam edelim…